:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Kitabın indirilişi, azîz ve hakîm olan Allah’ın katındandır.
Biz bu kitabı sana gerçeğin bilgisi olarak indirdik; öyleyse içten bir inanç ve bağlılık göstererek sadece Allah’a ibadet et.
( Zümer 1-2 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Peygamber (a.s.m) bir yere oturunca, arkadaşları etrafını çepeçevre kuşatırlardı. O sahâbîlerden biri, nereye gitse arkasından gelen küçük oğlunu önüne oturtarak Resûl-i Ekrem'i dinlerdi.
Bir gün bu çocuk öldü. Babası "Oğlumu hatırlayarak üzülüp etrafı rahatsız ederim." diye Hz. Peygamberin meclisine gelmez oldu. Resûl-i Ekrem onun yokluğunu hissedince,
"Falanı aranızda niçin göremiyorum?" diye sordu.
"Ey Allah'ın Elçisi! Her zaman onun yanında gördüğümüz oğlu öldü." dediler.
Hz. Peygamber (a.s.m) o sahâbîyi bulup çocuğunu sordu. Dertli baba yavrusunun öldüğünü söyleyince, Resûl-i Ekrem ona başsağlığı diledi, sonra da kendisini şöyle teselli etti:
"Söyle bakalım! Vefat eden çocuğunun, yaşadığın sürece hep senin yanında bulunmasını mı; yoksa yarın cennetin hangi kapısına gidersen, onun senden önce koşup kapıyı açarak 'Buyur babacığım!' demesini mi isterdin?"
O Sahâbî,
"Ey Allah'ın Elçisi! Elbette onun benden önce koşup cennetin kapısını açmasını isterdim." deyince, Resûl-i Ekrem, buyurdu:
"Öyleyse istediğin olacak!.."
(Nesâî, Cenâiz 120)